-
1 beatify
mutlu etmek -
2 please
mutlu etmek, memnun etmek, sevindirmek, gönlünü etmek; hosuna gitmek; lütfen -
3 make one's day
mutlu etmek, sevindirmek -
4 make one's day
mutlu etmek, sevindirmek -
5 elate
mutlu etmek, neselendirmek; gururlandirmak -
6 rejoice sb's heart
mutlu etmek, yüzünü güldürmek -
7 glücklich
I adj1) ( vom Glück begünstigt) şanslı, talihli, uğurlu, kısmetli, bahtı açık2) ( froh) mutlu, mes'ut;ein \glücklicher Mensch mutlu bir insanII adv1) mutlu;jdn \glücklich machen birini mutlu etmek2) ( gut) iyi;die Geschichte endete \glücklich hikâyenin sonu iyi bitti -
8 dilşâd
farsça دلشاد gönlü şen. dilşâd etmek gönlünü şenlendirmek, mutlu etmek. dilşâd olmak gönlü şenlenmek, mutlu olmak. -
9 şâd
farsça شاد sevinçli. şâd etmek sevindirmek, mutlu etmek. şâd olmak sevinmek, mutlu olmak. -
10 هدية
-
11 beglücken
beglücken*ein \beglückendes Gefühl mutlu [o mutluluk veren] bir duygu;beglückt über etw sein bir şeyden dolayı mutlu olmak -
12 heureuse
1 comblé mutlu [mut'ɫu]◊Ils sont heureux ensemble. — Birlikte mutlular.
2 satisfait, content mutlu [mut'ɫu]◊Il est heureux de vous avoir rencontré. — Sizi görmekten mutluluk duydu.
3 talihli◊Il est heureux au jeu. — Oyunda talihlidir o.
-
13 heureux
1 comblé mutlu [mut'ɫu]◊Ils sont heureux ensemble. — Birlikte mutlular.
2 satisfait, content mutlu [mut'ɫu]◊Il est heureux de vous avoir rencontré. — Sizi görmekten mutluluk duydu.
3 talihli◊Il est heureux au jeu. — Oyunda talihlidir o.
-
14 make happy
memnun etmek, mutlu etmek, sevindirmek -
15 make happy
memnun etmek, mutlu etmek, sevindirmek -
16 beglücken
beglücken v/t <o -ge-, h> jemanden beglücken b-ni mutlu etmek -
17 გაბეგნიერება
f.mutlu etmek -
18 حلوان
حُلْوانarmağanAnlamı: hediye, hatıra, mutlu etmek için verilen bir şey -
19 نعماء
-
20 gladden
sevindirmek, mutlu etmek
- 1
- 2
См. также в других словарях:
mutlu etmek — mutluluk vermek, bahtiyar etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutlu — sf. 1) Mutluluğa erişmiş olan, ongun, mesut, bahtiyar Bu yüz neşeli değil, taşkın denecek kadar mutlu idi. T. Buğra 2) Mutluluk veren Mutlu bir olay. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller mutlu etmek mutlu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mesut etmek — mutlu kılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hak etmek — 1) bir emek karşılığı hakkı olan şeyi elde etmek, hak kazanmak Mutlu, başarılı, kendine güvenmeyi hak etmiş birisi. T. Buğra 2) layık olduğu kötü karşılığı almak 3) bir başarı dolayısıyla ödüllendirilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
memnun etmek — 1. mutlu edilmek, razı edilmek. 2. sevindirilmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
dilşâd — (F.) [ دﺎﺸﻝد ] gönlü şen. ♦ dilşâd etmek gönlünü şenlendirmek, mutlu etmek. ♦ dilşâd olmak gönlü şenlenmek, mutlu olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
şâd — (F.) [ دﺎﺵ ] sevinçli. ♦ şâd etmek sevindirmek, mutlu etmek. ♦ şâd olmak sevinmek, mutlu olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
armağan — is. 1) Birini sevindirmek, mutlu etmek için verilen şey, hediye Çam sakızı çoban armağanı. 2) Ödül Nobel armağanı. 3) Bir bilim adamının emek verdiği dalda onu anmak için hazırlanan bilimsel eser Macit Gökberk Armağanı. 4) mec. Bağış, ihsan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzünü güldürmek — (birinin) birini mutlu etmek, birine iyilik etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
onurlandırmak — i Kendisine saygı duyulan bir kimse, bir yere gelerek oradakileri mutlu etmek, onur kazandırmak, onurunu artırmak, şereflendirmek, şeref vermek Ortaklaşa bir oyun yazmamızı önerecek kadar beni onurlandırdı idi. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
parçalanmak — nsz 1) Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak Rayların üstüne düşüp parçalanacaksın dedi, hem bak, herkes bizimle eğleniyor. R. N. Güntekin 2) mec. Başkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek Evine gittik… … Çağatay Osmanlı Sözlük